PROBİYOTİKLER VE KOLONİ VERİMLİLİĞİ
Probiyotikler canlı bakteriden oluşur. Arıları yüksek miktarda canlı bakterilerle beslemek iyi bir fikir değildir. Patojen olmayan bakteriler bile arıların bağışıklık sistemine zarar vermektedir. Probiyotik kullanımında doğru bakteriyi seçmek önemlidir.
23 Ağustos 2022 13:33
Sistem Yöneticisi
Probiyotikler, insan ve hayvanların doğal mikro florasına ait özellikleri geliştiren, tüketildikten sonra ağızda, sindirim sisteminde, üst solunum yollarında yararlı etkileri ile canlının sağlığını koruyan, enfeksiyonların iyileşmesine etki eden, tek veya karışık mikroorganizma kültürleridir. Probiyotiklerin en bilinir örneği hayvan beslemelerinde yem katkıların içerisinde bulunan maya’lardır. Duyabileceğimiz başka bir terim ise ‘’prebiyotikler’’dir. Prebiyotik, aktif halde olmayan bakterilerin aktif hale gelmesini sağlayarak besleyici değeri olmayıp hayvanlar tarafından sindirilemeyen gıda bileşenleridir.
Arıların yemlerine katılan probiyotikler ile ilgili yapılan çalışmalarda sindirim sisteminde düzelmelerin olduğu ve arı kayıplarının azaldığı gözlemlenmiştir. Barsaklarda bulunan bakteriler sürekli değişim halinde olduğundan doğru probiyotikler tercih edilmelidir. Arılar beslendiği kaynaklardan ( örneğin badem veya ayçiçek poleni ) farklı türde mikroorganizmaları barındırabilmektedir. Kaynaktan alınan gıdanın içeriğine göre farklı türdeki mikroorganizmalar barsaklarda baskın hale gelebilmektedir. Bir önceki yazımda belirttiğim gibi kullanılan antibiyotik ve pestisitler arılar üzerinde sindirim sistemi bozukluklarına sebep olmaktadır. British Columbia Üniversetisi’nden bir grup öğrenci, pestisitlerin arılar üzerindeki etkilerine karşı probiyotiklerin çözüm olacağı iddiası ile bir çalışma başlattılar. Öğrenciler, Gilliamella apicola bakterisini kullanarak arıların böcek ilacındaki toksik kimyasalları parçalamasına yardımcı olan bir ‘probiyotik’ oluşturmayı hedeflemişlerdir.
Probiyotikler canlı bakteriden oluşur. Arıları yüksek miktarda canlı bakterilerle beslemek iyi bir fikir değildir. Patojen olmayan bakteriler bile arıların bağışıklık sistemine zarar vermektedir. Probiyotik kullanımında doğru bakteriyi seçmek önemlidir. Arılar için üretilmeyen probiyotikleri kullanmak, koloni sağlığını olumsuz yönde etkileyerek işletmeyi de zarara sokmaktadır. Doğru probiyotik kullanımında arılar Nosema’ya ve tarım ilaçlarına karşı direnç sağlamaktadır. Buna paralel olarak kolonide sağlıklı arılar, sağlıklı ana ve bal veriminde artış meydana gelir. Bal arılarının beslenmesinde yanlış kullanılan probiyotik ve prebiyotikler, Nosema gelişimini önlememekte, arıların bağışıklık sistemini geriletmekte ve arı ölüm oranını önemli ölçüde artırabilmektedir. Bu nedenle ülkemizde çiftlik hayvanları için kullanılan probiyotikler bal arılarının beslenmesinde kullanılmamalıdır. Arıların beslenmesinde arılar için özel üretilen ve etkisi kanıtlanmış bilimsel çalışmalara dayanan ürünler tercih edilmelidir.
Temir MAHMUTOĞLU
Ziraat Yüksek Mühendisi